Hesabım
Öğrencilik, hayatın en çabuk başlayan dönemidir. İnsan ilerleyen yaşlarında en çok okul ve askerlik anılarınının muhabbetini yapar. Biz de Anı Yüzük olarak ürettiğimiz okul yüzükleriyle sizlere öğrencilik yıllarınızdan birer anı kalsın istiyoruz...
Öğrencilik; 7den 20li yaşlara dek ortalama 15-20 sene süren bir süreçtir. Okul sıralarında otururken pek kıymetini bilemesek de, herkes kabul etmeli ki, hayatın en rahat dönemidir. Çünkü; hayat matematik problemlerinden daha zor, sorumluluklar kimya formüllerinden daha ağırdır ne yazık ki...
.
.
Üstelik; bir dolu eğlenceli anı bırakır ardında öğrencilik yılları. Eee kolay değil. Koskoca 15 sene bu. Tabi 15 sene dediysek ortalama 15 sene. Bunun üniversitede ders bırakması da var. O zaman bu süreç uzuyor haliyle. Ya da haylaz değil akıllı-uslu bir öğrenciyi düşünürsek yüksek lisansı var. O zaman oldu mu bu 15 sene 16-17 sene. Gerçi yüksek lisans öğrencilikten sayılmıyor. Yaş ortalaması gereği delidolu çağlar, neşeli yaşlar geride kalıyor. Üstelik yüksek lisans yapan çalışkan insanlar o kadar da eğlenceli tipler olmuyormuş diyorlar. Neler sığdırmaz ki insan öğrencilik hayatına… 1071 Malazgirt Muharebesi, atomun yapısı, rasyonel sayı ve mutlak değer ya da Tanzimat dönemi edebiyatı ve Servet-i Fünun Dönemi’nden çok yan sınıftaki yakışıklıyı, ön sırada oturan ama adını bilmediğin kızı hatırlarsın gerçi çoğunlukla.
.
.Ya da anlattığı dersi anlamadığını söyleyerek kendini savunduğun, sesi dersi anlatmaktan çok uykunu getirme işlevi gören öğretmeni. Ders anlatırken konuşması ve haraketleriyle beynimize kazınan çok öğretmen vardır. Bizim bir hoca vardı, oturmadan önce sandalyesine küçük bir minder sererdi mesela. Hele hele eğitim-öğretim yılının ilk gününde mikrofonu eline alan okul müdürü hafızalardan en çıkmayan detaydır. Bazen derse de girerler hatta bu müdürler. Tenefüste bile konuşmayı bırakmayanları varmış diyorlar.
Eee tabi bir de sınıf arkadaşları var. Kimisiyle iyi geçinirken kimisiyle Tellioğulları ve Seferoğulları kıvamındasındır. Bazen bir sınıfta kutuplaşmalar olur, cam kenarı- kapı kenarı diye sıralar ayrılır bazen yan sınıftakilerle tenefüs araları olur sana Türk-Yunan Harbi. Hatta bazen yaşanan tartışmalar entrikası bol dizilere taş çıkartır.
.
Sınav maceraları da unutulmazdır. Kalemliğin içine sakladığın notlara silgi arama bahanesiyle bakarken hocayla göz göze gelmek gerilim filmi kıvamındadır. Kağıdından 5. Sorunun cevabını okumaya çalıştığın arkadaşının doktor yazısı gibi okunamayan ya da karınca duası gibi mini minnacık yazısıyla karşılaşmak da dram türüne örnek olabilir.
Lise ve üniversiteyi kıyaslarsak; üniversite daha farklı bir ortamdır. Hayata atılma, meslek edinme, staj yapma, iş bulma telaşındayken orada lisedeki ortamı bulamayabilirsin belki ama bu vizelerde kopya maceraları yaşamana engel değildir. Sadece 5 gözetmen sınıfta dolaşırken biraz daha dikkat gerektirir. Artık büyüyüp olgunlaştığından arkadaşlarınla gruplaşma durumları yaşamazsın, toplaşıp kantinde gördüğün yakışıklıyla tanışmanın yollarını bulmaya çalışırsın. Lisede bahçedeki banka oturup dedikodu yapıyorken üniversitede geniş geniş çimlere yayılırsın üstelik. Çok daha rahat. Son gece sabaha kadar uykuya direnip ortaya çıkan proje ödevi de üniversite denilince ilk akla gelenlerdendir.
Tüm bunlar yaşanırken bir de bakarsın aradan 15 sene geçmiş öğrencilik bitmiştir. Tüm yaşananlar da tatlı birer anı olarak kalır yıllıklarında, fotoğraflarında ve artık günümüz teknolojisiyle sosyal medya hesaplarında.
Öğrencilik yılllarından kendilerine bir ömür boyu parmaklarında taşıyacakları, baktıkça o yılları hatırlayacakları bir hatıra isteyenler için ürettiğimiz yüzükleri buradan inceleyebilirsiniz.
